-
1 s'acquitter
v prifa etmek
См. также в других словарях:
can borcunu ödemek — ölmek Sırası gelince kendi paylarına düşen can borcunu da ödediler. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
borçtan kurtulmak — borcunu ödemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hesabı temizlemek — borcunu ödemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kumar — is., Ar. ḳimār Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi. N. Cumalı Birleşik Sözler kumar ebesi kumarhane Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kumar oynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eda etmek — 1) borcunu ödemek 2) dinî buyrukları yerine getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aybeay — zf., T. ay + Far. be + T. ay Aydan aya, ay ay olarak Borcunu aybeay ödemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kefalet — is., huk., Ar. kefālet Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik O zamanlarda her sene kefaletleri yüzünden bin lira, iki bin lira ödemek mecburiyetinde kalınmış. A. Ş … Çağatay Osmanlı Sözlük
EDÂ' — Yerine getirmek. Ödemek. Borcunu vermek. Vazifesini yapmak. * Tarz. Üslub. * Şive. * Tekebbür. * Fık: Namazı vaktinde kılmağa Eda ve vakit geçtikten sonra kılınan namaza da Kaza denir. (Bak: Kaza … Yeni Lügat Türkçe Sözlük